Hakkımda

Duyuru

       2008 yılından daha öncesinde başlayan ve hala devam eden kelimeler ile oynadığım oyunun ortaya çıkardığı yazıların tamamını sizlerin önüne seriyorum. Geçirdiğiniz vakitten zevk almanız dileğiyle...                                                                                                                                                                                                                                                               Eğer okuduklarınızı beğendiyseniz, facebook sayfamı beğenebilirsiniz, paylaşabilirsiniz. Evet uzun zamandır yazmıyorum, farkındayım ama ekmeğin yoksa hiçmişsin. Siz beni bi' destekleyin ben yazmaya geri dönerim belki, bir ara, inşallah. Sevildiğinizi bilin, söyleyin. Güzel kalın !

Mektubumsu serzeniş

Bilmeden biliyorum, farkrında olmadan anlıyorum, sezdiğimi varsayıp hissediyorum galiba.. Yada biliyorum bilmeden, anlıyorum farkında olmadan, hissediyorum sezdiğimi varsayıp... Karmaşık değil çoğu şey, anlaşılabilir düzeyde bir çok olay gerçekleşiyor ve bildiğimi bilmeden biliyorum. Seziyorum fakat sanki hissediyormuşum gibi geliyor. Belkide sadece ihtiyacım var ya da böyle söylemek istiyorum. Neyi söylemek istediğimi bir yana bırakıp ne hissettiğime gelmeyi istiyor muyum gerçekten. Gerçek nedir ki? Aptal bir oyunun içinde miyim, yeterince iyi planlanmamış olabilir herşey. Yada belki de ben oynuyorum. -Başta şiirimsi başladım çünkü bu yazıyı buraya kadar kimsenin okuyacağını sanmıyorum fakat eğer bu cümleyi okuyorsan belki de benim ne dediğimle ilgileniyorsundur ya da okuyorsun işte.- Koca bir saçmalıktan bahsetmiyorum aslında. Değişik duygularımızın, ki duygu diye nitelendirdiğimiz hormansal etkilerin üzerine konuşmayı istedim. Bunu niye istediğimi dahi bilmiyorum fakat yazmayı kesemiyorum. Herneyse adına ne derseniz deyin, sevgi denilen melet kesinlikle bağımlılık yaratan birşey. Bi kere birini sevmeye başladığımızda bırakamıyorsunuz ve bırakmak zorunda kalırsanız, aynı alkoliğin alkolü yada tiryakinin sigarayı bırakırken verdiği tepkileri veriyoruz. En azından benim için öyle ve bu durumda ben hiç sevmemiş oluyorum.(ne büyük kayıp(!)) -Eğer hala okuyorsan ciddi problemlerin olabilir ya da yazı ilgilini gerçekten çekmiş olabilir, tabiyki bir başka olasılık daha var o da atlaya atlaya okuyor olabilirsin.- Ardından tek kurduğun cümle seviyorum işte olduğunda, yada onlarca şey yazabilecek olduğunuz halde sadece tek bir kelime yazıp veya içinizden öyle geçirip hiçbir yere iz bırakmadan terkedip, sadece ve sadece "seviyorum" demek. Garip. İlginç bile bulunabilir aslında fakat bilemiyorum, bildiğimi bilmiyorum belki de. İçimde bir yerdeki hissiyatı değişik yollarla anlatabilecek kapasiteye sahibim fakat yapamıyorum. Her cümle o kadar ezik geliyor ki, çelimsiz bir çocukmuş gibi davranıyorum onlara. Desteklemeye de çalışmıyorum. Belki de iyi bir baba değilim,cümlelerime. Olmayı denedim belki ama onun karşısında değil. Çoğu kişiye çok fazla şey anlattım, ikna ettim. Fakat sıra gerçekten bir adım atmaya geldiğinde yeterli bulamadım hiçbirşeyi. Ardından herşeyi örtmek için vazgeçmeye çabaladım, ki olmadı. Çaresiz miyim? Hayır. Şuan hiçbirşey ümitsiz gelmiyor bana. Bana umudumu verin, dünya sizin olabilir diyebilecek birisiyim ben. Ama şu da var ki umut kaybedilebilen bir şey ve ne gariptir ki ben kaybettiğimde kim se onu bulup bana geri getirmiyor.Yani var olan birşey nasıl yok olabiliyor ve bana geri dönemiyor?-Var olan birşey yok olamaz,ancak şekil değiştirebilir.Mesela bir ağıdı yakıp yok edebilirsin fakat aslında sadece şeklini değiştirip kül haline getirmişsindir(ve diğer kimyasal olaylar).- İnsanlar birbirlerinin düşüşlerini dahi kullanabiliyor çünkü. -Hala okuyor musun?!- Nazım Hikmet demişki;(aslında birçok şairin şiirleri üzerine yorum yapabilir ve konuyu zenginleştirebilirdim ama benim de uykum gelebilir değil mi?) "sende;ben imkansızlığı seviyorum." Ben ise herşeyi zor kabul etmeye çalışıyordum(zora ektiklerimi imkansızlığa biçen birini kabul etmeye çalıyordum) ama adam başarmış bak.. imkansızlığını sevmiş sevgilinin.. Çok cesur bir laf, hatta cesur bir şiir diye düşündüm ilk başta.Fakat ardından gördüm ki "Fakat asla ümitsizliği değil." demiş. Yani birşeyler görmeyi istemiş,imkansız saydığı kişiden beklemiş.-O kadar da güçlü değilmiş,ha?- Bu yüzden ben zora çekmeye çalıştım onun imkansızlığa sürüklediklerini.- İçimi döktüğümü varsayarsak bu yazının yeterli olmayacağı kesinlikle bir yerlere not edilmeli.- Bazen çok mu istiyorum diyorum, bazen bunu bildiğimi düşünüyorum, bazense yanıldığımı varsayıyorum. Bilmiyorum bilmeden ya da biliyorum bilmeden. Karmaşıklaştırmak istediğim hiç birşey yok ve ne yazık ki "hayat böyle" kurmak istediğim son cümle. Ölürken bile söylemeyeceğim bir cümle herhalde. Aslında güzel olurdu, ölürken "hayat böyle işte" demek. -Still at there? wtf?!- Birde ölümden önce kısa bir görüşümüz olacağı söylentisi var. Hani bir an olacak ve film şeridi meselesi doğacak. Diyelim ki öyle birşey var. Orada görebileceklerimizden korkmamız mı lazım? Benim merak ettiğim, ki çoğu kişinin de arayacağı duygunun yada hayatsal olayın "mutluluk" olacağını düşünüyorum, peki bulabilecek miyiz?.. Neyse biraz bencil olayım, bulabilecek miyim o anı? Yani birkez olsun mutlu olabilmiş olacak mıyım? Mutluluğu tanımlamak güçtür fakat hissettiğimizde anlarız. Bir usta elbet böyle derdi. Ama öyle değil. Mutluluğa inanmıyorum, en azından sonsuz olabileceğine. -Sonsuzluk ayrı bir konu ve şuanda ona girmeyeceğim. Saati kontrol ettim de biraz geç olmuş.- Mutluluk sürekli uğruna savaş vereceğimiz ve sonuçta herşeyin kanlı biteceğini düşündüğüm bir olgu. Olgu demekle bile varlığını kabul etmiş oluyorum aslında. Herneyse herkes mutlu olmayı deneyecek, zarları atacak ve oynayacak. -it's a dead end dude. Some1 should say that. And should i publish this shit?- Ulaşamayacağımızı varsayıpta ulaşacağımızı bilmediğimiz fakat sürekli istediğimiz nirvana,cennet vb. yerleri hayal etmek ve sonsuz mutluluğa bizzat deneyerek şahit olacağımıza inanmak.Bunu yapıyorum evet. Yaşamak için bir şans daha veriyorum kendime. (Az sonra yazacağım cümlenin sonunda öyle bir kelime yazacağım ki, ucu en açık cümledir kendisi, belki ardından kimi? diye soracaksınız ve biraz sonra birkaçınız neyi? diyecek.) Ve bu kadar uzun bir yazı yazmış olmama rağmen hala tek yazabileceğim cümle "seviyorum".

*Şimdi son cümleyi okuyup işte bu çocuk duygusal,melankolik vs diyeceğinizi biliyorum, yada zaten başlığı okuyup bu görüşe sahip oldunuz bile.(hatta bu cümleleri okuma şerefine nail olabilecek mi bi kaç kişi merak ediyorum)Herneyse bu yorumlarınızı kendinize saklayın.Ciddiyim.Belki işlediğim bir cinayeti anlattım,belki bir derbi maçını özet olarak yazdım.Nereden bilebilirsiniz ki?Keşke yazının tamamını okusaydınız ve bu çıkmaz sonuca nasıl vardığımı farketmeyi en azından deneseydiniz.Başarabileceğinizi söylemiyorum fakat olsun.Denemek iyidir.(Bunu okuyunca da bu çocuk kendini bi halt sanıyor diyeceksiniz, aksini ispatlayana dek haklı olabilirsiniz fakat şöyle birşey var; bilmelisiniz ki bu durum umrumdışı. )


-Oğuz Karabulut

Hiç yorum yok: