Hakkımda

Duyuru

       2008 yılından daha öncesinde başlayan ve hala devam eden kelimeler ile oynadığım oyunun ortaya çıkardığı yazıların tamamını sizlerin önüne seriyorum. Geçirdiğiniz vakitten zevk almanız dileğiyle...                                                                                                                                                                                                                                                               Eğer okuduklarınızı beğendiyseniz, facebook sayfamı beğenebilirsiniz, paylaşabilirsiniz. Evet uzun zamandır yazmıyorum, farkındayım ama ekmeğin yoksa hiçmişsin. Siz beni bi' destekleyin ben yazmaya geri dönerim belki, bir ara, inşallah. Sevildiğinizi bilin, söyleyin. Güzel kalın !

Lunapark hikayesi


bir şiir defterinde anlatılan lunapark hikayesi
ve bu hikayenin en muzur öznesi
ufak, kapısı açılan oyuncak arabam
ve ben gidiyoruz..
"çekip gidiyorum" larıma bir paraf çekmeye
eksildiklerimiz o kadar eksik ki
ben ve trenimin
siyah beyaz bir karede gelişini gördük
renkleri yoktu
yalnızlığın ve karamsarlığın
çünkü karanlıktaki ışığın rengi neyse
biz ve ikimiz ona bürünmüştük
"keder tünelinin korkusunu" yenice yenmiştik
Henüz yeterince bağırabilmiştik
Sorular cevap bulamadan kaçabilmişti öykümüzden

farkına vardım ki;

yanıp biten cümlemizin aklıma takılması
hafif tuzlu, orta şekerli hayatlarımızın
tek bir günde hüzne boğulabilmesi kadar
çelişkidir..
kuralsız sanılan her oyunun en tehlikeli maddesi
bensizliği bildiğin kadar
sensizliktir..

Oğuz Karabulut
2 Şubat 2010

Hiç yorum yok: