Hakkımda

Duyuru

       2008 yılından daha öncesinde başlayan ve hala devam eden kelimeler ile oynadığım oyunun ortaya çıkardığı yazıların tamamını sizlerin önüne seriyorum. Geçirdiğiniz vakitten zevk almanız dileğiyle...                                                                                                                                                                                                                                                               Eğer okuduklarınızı beğendiyseniz, facebook sayfamı beğenebilirsiniz, paylaşabilirsiniz. Evet uzun zamandır yazmıyorum, farkındayım ama ekmeğin yoksa hiçmişsin. Siz beni bi' destekleyin ben yazmaya geri dönerim belki, bir ara, inşallah. Sevildiğinizi bilin, söyleyin. Güzel kalın !

Bölüm 2 - Bulut

Dışarıda karanlık bir gün vardı ve iyiliğin peşini bırakmayan itleşmiş pislik yuvası şehir ıslanıyordu. Sırılsıklam olmuş sokaklarda koşuşturan onlarca insanlardan birkaçını seyreden Bulut ne yapacağını şaşırmıştı.Elindeki kahveyi yudumluyordu ve yapması gereken tonlarca işi bir kenara bırakmıştı.İncelemesi gereken dosyalar, okuması gereken haberler ve takip etmesi gereken bir hayatı vardı.Zaten en çok ilgisini çeken de buydu.İsimsiz mektuplar alıyordu ve yazan tek şey "yağmuru takip et" ti.
Bu yüzden dışarıda yağmur yağıyor olması onu huzursuz ediyordu.Dışarı çıkıp ıslananlardan biri de o olmalıydı belki de ama çıkamıyordu.Bir sigara daha yaktı ve uzun bir nefes çekti.Yağmur durulacaktı ve güneş tekrar parlayacaktı elbet.
Bulut sıradan bir çalışandı, sadece ofisinde oturur ona verilen işleri hallederdi.Yaptığı en uçuk eylem ofisinde gizlice sigara içmekti.Ama hayatını sürekli bir taraflara sürükleme çalışan bir gücün de farkında bile değildi.Günlerini geçirip sürekli zaman katili olmaktan başka bişey yapmayan biri için çok fazlaydı, isimsiz mektuplar ve sürekli gördüğü o rüya.
Kendisini yağmurun altında delice ıslanmış bir vaziyette ağlarken görüyordu, üzerinde sarı lekeler bulunan bir duvarın dibine oturuyordu.Sonra bir bayanın gelişini görüyordu.Hatırladığı tek söz, ilaçlarını aldın mı?
Hiçbir anlamı yoktu onujn için ilaçların, sağlığı gayet iyiydi.Başı bile ağrımazdı onun, hapşırıp tıksırmazdı.Nasıl olur da aklı ona böyle bir oyun oynardı.Olmamalıydı.

Aldığı isimsiz mektupları hep araştırmak istemesine rağmen sürekli korkmuştu ama elbet bunu araştırması gerektiğini biliyordu.Belki bir organ mafyasının işiydi, ya da bilmediği bir olaya çoktan karışmıştı.Niye kendisinin peşinde olduklarını bilmiyordu, aslında başkalarının olup olmadığını da.Hep aynı cümleyi kurmuştu, aklım bana oyunlar oynuyor.
Belki de hiç arkadaşının olmamasının sebebi buydu.Aklı o kadar karışıktı ki kimse bu karmaşanın içine kendisini dahil etmek istemiyordu.Herşey olması gerektiği gibi değildi onda.Bir sorunu vardı ama Bulut bile bilmiyordu bunun ne olduğunu.
Ofisin kapısında bir gölge belirdi, elindeki sigarayı ne yapacağını şaşırdı ve dışarı fırlattı.Gelen, dosyaları taşıyan kızdı.Buyrun Bulut bey size gönderilen dosyalar ve birde herzamanki gibi isimsiz bir mektup dedi.O gittikten sonra tüm dosyaları bir kenara bırakıp yine mektubu açtı.Bu sefer herşey farklıydı çünkü bu sefer "Yağmur sana gelecek." yazıyordu.
İçini tam bir karanlık basmıştı, korkuyordu.Elleri titremeye başlamıştı, heyecanlanmıştı da.Neler oluyordu? Kim gelecekti? Yağmur kim ya da ne? Aklı tamamen karışmıştı, ne yapacağını bilemiyordu.Oturdu ve rahatlamaya çalıştı, umrunda değildi bir sigara yaktı.Aklına binbir düşünce giriyordu ve bunlardan birisi de rüyalarıydı. Kesinlikle kafasını yediğini, delirmeye başladığını düşünüyordu artık.

Hiç yorum yok: